Hac için Efendimiz (s.a.v) “Allah’ım! Onu bana kolaylaştır” buyurmuş ve haccı cihatla eş tutmuştur.
Buna göre hacı adayları karşılaşacakları imtihanlara zihnen ve bedenen hazırlanmalı ve çok sabırlı olmalıdır.
Hac yolcusu kutlu topraklarda kimsenin namaz kılışına, yemek yiyişine, kıyafetine, oturup kalkmasına karışmamalı, kendi kusurları ile meşgul olmalı ve tövbeye sarılmalıdır.
Şeytan özellikle hacılarla çok uğraşmaktadır. Her fırsatta zarar vermek, hacının ibadetlerini heba etmek istemektedir. Çünkü o insanın düşmanıdır. Yüce Rabbimiz Kuran-ı Kerim’de “O sizin için apaçık bir düşmandır” (Yasin 60) buyurmaktadır.
Kutsal topraklarda şeytandan korunmak için;
• Mekke’de Mescid-i Haram’dan ve Kabe’den, Medine’de ise Mescid-i Nebevi’den ve Ravza’dan ayrılmamak ve beş vakit namazımızı buralarda kılmak,
• Mekke-i Mükerreme’de bol bol nafile tavaf ve umre yapmak,
• Vaktimizin çoğunu ibadet ile geçirmek,
• Çarşı ve pazarda fazla zaman tüketmemek,
• Kaba davranış ve sözlerden, hatta sesimizi yükseltmekten dahi kaçınmak,
• Mekke’de Yüce Allah’ın, Medine’de ise Resulullah Aleyhisselam’ın misafiri olduğumuzu unutmamak,
• Olgun, sabırlı, alçak gönüllü, güler yüzlü ve cömert olmak,
• Kusur bulan değil, ayıp örten olmak,
• Nerede olduğumuzu ve kutsal topraklara niçin geldiğimizi hac yolculuğu boyunca aklımızdan çıkarmamak çok önemlidir.